---}--}@ Arşivime Hoş Geldiniz,Benim Beğendiklerimi Umarım Siz de Beğenirsiniz... Resimler ve Yazılar Forumlardan Alıntıdır..



“İyi bir mürşit gönül hırsızıdır.”


Geçenlerde bir dostum iyi bir mürşidi böylece tarif edince, uzun bir süre hırsızlık yöntemleri üzerinde düşünmek zorunda kaldım.


Özellikle 'hırsızlık' diye vurgulamıştı sözün sahibi. İnsanları doğruya yöneltmek için, kalplerine hakkın sevgisini koymak için gönüllerini çalmak gerekiyordu, gönüllerini habersiz almak gerekiyordu, gönüllerine habersiz girmek gerekiyordu…

Düşündüm ki, hırsızların kullandığı bütün yöntemler; iyi bir dostluk için de, sevimli ve sevgili bir eş olmak için de işe yarayabilir.

Aklıma gelen bütün hırsızlık yöntemlerini sıralıyorum aşağıya…

Bakalım siz hangilerine cesaret edeceksiniz?

Kapı kapalıysa vazgeçmeyeceksin. Özellikle hırsızlara karşı kapılar kapalı tutulur, kilit üstüne kilit vurulur, değil mi?

Dostu olmak istediğin insan, sevgisini kazanmak istediğin ve sevgini ifade etmek istediğin eşin, gönlünün kapılarını bir hırsıza karşı kapattığı kadar sıkı sıkıya kapatmış olabilir mi? Elbette ki hayır!

Biraz aralıktır kapı, hatta anahtarı üzerinde yahut kasıtlı olarak paspasın altına konulmuştur. Ama senin içeri girmeye niyetin yoksa, kapıya en büyük kilit vurulmuş demektir. Açmak istemediğin yahut hiç görmediğin kapıdan daha sıkı kapanmış kapı yoktur.
İşte tam bu noktada bir hırsız edası takınmalısın, yarı açık bırakılmış, anahtarı üzerinde unutulmuş kapıları bile açmaya niyetli olacaksın. Özellikle sıkı sıkıya kapatılmış çelik kapıların ardında mühim bir şeylerin saklı olduğuna inandıracaksın kendini.

Eve kimsecikler yokken gireceksin. İyi bir hırsız evin tenhalaşmasını bekler. Sen de, el ayak çekilince, herkesin uykusu derinleştiğinde yahut evdekiler tatile çıktığında, usulca sokulmalısın gönül evinden içeriye.

Onu herkesin terk ettiği zamanda tercih etmelisin. Herkes onu fark etmeyecek kadar uykudayken gönül evine dalmalısın. Herkesin evde olduğu zamanlarda hırsızlık yapamazsın. Kimse yokken sen var olmalısın.

Hiç umulmadık zamanları kollayacaksın. Bazen hırsızlık yapmak için evin tenha olmasını beklemen de gerekmez. Riskli olmakla birlikte, usta hırsızların tercih ettiği bir yöntemdir bu. Zira bu sırada ev daha korunaksızdır, kapı ve pencereler açıktır.

Böyle zamanlarda, kimse hırsız beklemez; tıkırtılara kulak vermez. Herkesin büyük heyecanla beklediği mühim maç saatleri, ya da büyük bir merakla beklenen dizinin başladığı saatler, becerilerini özel olarak göstermek isteyen hırsızlar için bulunmaz fırsattır. Bu gibi zamanlarda, çoğunlukla evin dışında duran araba, teyp, bisiklet, yeni ayakkabı gibi şeyler hedeflenir. Bununla birlikte, fırsat bulunursa, evin içine de girilebilir.

Böyle bir hırsızlık için çoğunluğun yaşadığı hayat tarzından farklı yaşaman gerekir. Hemen herkesin TV seyrettiği saatte “iş”te olman, herkesin karşısında saatlerini tükettiği eğlencelere burun kıvırıyor olman gerekir. Gönül hırsızlığı da bu inceliği gerektirir.

Herkesin yaptığını yapmaman, herkesin yapmadığını yapman gerekir. Herkesten farklı durman fevkalade mühimdir. Çoklarının öne koyduğunu sen arkaya atmalısın.

Çoklarının tercih ettiğini terk ediyor olmalısın. Yani, biraz “garip” yaşamalısın. Kur’ân’ın “bilmezler”, “farkında değiller”, “akıl etmezler” dediği çoklardan değil de, “azlar”dan olmalısın.

İçeride sessiz olacaksın; parmaklarının ucunda dolaşacaksın. Hırsız öyle bağıra bağıra girmez eve, zile basmaz, kapıyı tıklatmaz. “Ben geliyorum” demeden gelir. İçeride ise kimseye duyurmadan dolaşmak zorundadır. Yoksa gizli köşeleri, mücevher kutusunu, para kasasını bulamadan yakalanır.

Sen de gönlün içine, gönlün sahibine fark ettirmeden gireceksin. İçeride onun nefsini uyandıran, hevasını ayağa kaldıran, şeytanını paniklettiren işler yapmayacaksın.

Sözünü, hırsızın ayaklarının ucunda dolaşması gibi, hece hece tartarak söyleyeceksin. Kelimelerin hem çıtırtısız olacak hem de seni gitmen gereken yere bir an önce ulaştıracak kadar net olacak. Fazladan ve gürültüyle konuşma ki, evden kovulmayasın.

Yükte hafif, pahada ağır şeyler arayacaksın. Hırsız taşıyabileceği şeyleri yüklenir. Boş yere yük almaz üzerine. İçeri girmenin riskine değer şeyler alarak gider.

Sen de bir gönlün odacıklarına girdiğinde, gönül sahibinin de unuttuğu kıymetli şeyleri görmelisin. Elinde olanların, sandığa sakladıklarının değerini bilmelisin.

Onların eksikliği ile ne kadar çok kaybetmiş olabileceğini ona öğretmelisin.

Kendini ev sahibi zannedip, yükte ağır şeylere gönül veren muhatabını, pahada ağır şeyler konusunda uyaracaksın.

Bir hırsızın bakış açısıyla bakacaksın dünya nimetlerine, ötelere taşıyabileceğin pahada ağır şeyleri göreceksin, herkesin burada yığdığı yükte ağır şeyleri önemsemeyeceksin.

Sen kıymetli şeyleri omzuna yüklendiğinde o bunları öğrenmiş olacak nasılsa?


Senai Demirci

5 yorum:

Yazıyor dedi ki...

Önce kendimizi Allah(cc)sevdirmeliyiz ki; bizi sevdiği kullarına terbiye ettirsin. (Böyle bir hadisi kutsi var çünkü.) Gönül aynamızı bir güzel gönle çevirmemiz dizinin dibine diz çökebimek için bu en birinci aşama...

Bundan sonra zaten onlar evlatlarını asla bırakmıyorlar, sen de onları bırakamıyorsun çünkü: Evliyanın, Mürşidin üzerine Allah(cc) muhabbetinin kokusu sinmiş. O'nun yanında duran, onun kokusunu alınca evliyadan, mürşidinden ayrılmıyor.... Mıknatısın; demiri, çiviyi çektiği gibi…


Mevlana(ks.) buyuruyorlar ki:Kişi dert ettiğidir. Sen neyi dert ediyorsan O sun. Dert ettiğii kadarız... Derdimiz yar olsun:)

Selam ve Muhabbetle!

Yazıyor dedi ki...

Boş eve hırsız geldiği görülmemiştir. Önce gönül evimizi doldurmamız lazım:)

Muhabbetle!

neslinameblog.blogspot.com dedi ki...

Ne kadar güzel bir yazi tesekkürler...

вєуαz ℓαℓє dedi ki...

Ben teşekkür ederim Neslinamecim.Senai Hocanın her zamanki enfes yazılarından..faydası baki olsun bünyelerimize...


Oy Rana Cann,sen de bir değişik hal var ben bilmezmiyim nerdendir..o koku sinmiş üzerine burcu burcu ta buralara gelir...
Ah,Çok şey yazasım var ama ...:(

Amin bütün dualarına..yar olacak bir derdimiz olsun ve derdimiz ebeden yar olsun baki muhabbetle...

Adsız dedi ki...

Iyi bir hirsiz kiymetli bir eve kimse yokken girer, gercekden cok dogru, bir gonule, terk edilmisken girmek hirsizin isini kolaylasdirir, demek gonul adamlari bile firsatlari kolluyorlar, Senai Demirci guzel bir gonul adami, tum hirsizlarin onun gibi olmasini diliyorum, sevgiler lale.

*******

Followers

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

************
blogger counter

View My Stats *************************************

widget
**************

****************************free counters