---}--}@ Arşivime Hoş Geldiniz,Benim Beğendiklerimi Umarım Siz de Beğenirsiniz... Resimler ve Yazılar Forumlardan Alıntıdır..


Vakit Gül Mevsimidir Şimdi

Uzun zamandır yüreğim bir kuytuda
Uzun zamandır suskunluğum sorguda
Kilitlendim karmaşık bir duyguda
Her geçen gün biraz daha eksiliyorum

Vakit gül mevsimidir şimdi
Geceler hanımeli kokar
Bütün isyanlar benimdir
Hasretin zincirler kırar

Vakit gül mevsimidir şimdi
Gül yapraklarına benzer sabahlar
Yağmurlar zamansız dindi
Yasaklarıma benzer günahlar

Ahmet Altan***********************************************************************



Çayınızı nasıl alırsınız?
- Düş manzaralı olsun lütfen
- Çay mı?
- Hayır. Bardağın içindeki…
- Ama ben size çayı nasıl alacağınızı sordum…
- Bir bardak çay getirterek sizi basitleştirmemi mi yoksa bardağın içine bir düş sığdırarak yüceltmemi mi istersiniz?

Bu sözün üstüne gölgeme basmadan uzaklaştı garson masadan. Artık
tek başımaydım. Bir bardak dolusu demlenmiş düş gelmeyecekti ama kafası karışmış bir garsonun bardakta düş arayışı masama çaylaşarak gelecekti.

Derken çayım geldi. İnce belli bir İstanbul gecesine doldurmuştu.
Belinden zarifçe kavrayıp dudaklarımın şiirin tan vaktindeki şehvetine
bıraktım sıcak bardağı.

- Beğendiniz mi efendim
- İnce beli mi?
- Hayır efendim çayı.
- İnce bir belden içilen zehir olsa beğenilir.

Yine gözlerimin içine kendisine tuhaflaşarak baktı garson. Pencereyi açtım. Kent henüz açılmamıştı. İstanbul'un kepenkleri kapalıydı.

Anlaşılan işi çıkmıştı dükkan sahibinin. Pencereyi açık bırakıp kepenklere baktım bir süre. Hayli eskimişti. Dükkanın kapısının önünde günlük yağmurlarsisler ve gün doğumları bırakılmıştı.Kim bilir ne kadar tazedir şu an o yağmayı bekleyen yağmur.

Garsona doğru döndüm sonra:

- Pardon müziğin sesini kısabilir misiniz biraz?
- Efendim müzik çalmıyor ki şuan.
- Dün gece çaldığınız müzik hâlâ yankılanıyor demek. O zaman dünün sesini kısabilir misiniz?
- Efendim dünün olması da mümkün değil. Biz dünleri sabah erkenden
paketleyip bayiye bırakıyoruz.
- O zaman yarın çalacağınız müzik beni şimdiden rahatsız etti. Lütfen yarın kısın sesini...

Sonra kapı açıldı. İçeri sapsarı saçlı ve gözlerinde bir peygambere inmesi beklenen vahiyin kutsanmışlığıyla bir bayan girdi. Acaba
hangi mitolojik Tanrı'nın ellerinden dökülen bir şiirdi bu bayan? Etekleri denizdendi. Masmaviydi...Teniyse kristallerden yansıyan renklerdendi.Hemen karşı masama oturdu. Kahvesini istedi. Ama fincanda değil. Yakamozun içine doldurmalarını istedi.



Konuşmalıydım bu bayanla. Ve başımı ona doğru çevirip;

- Deniziniz çok güzelmiş hanımefendi
- Kendim diktim. Teşekkür ederim.
- Terzi misiniz acaba?
- Hayır. Ben maviyim.
- Memnun oldum. Ben de sessizlik
- Bir sessizliğe göre fazla konuşkansınız.
- Susmaya değecek birşeyler elbet bulur insan. Ama konuşmaya değecek güzellik her zaman bulunmuyor.

Gülümsediğini gördüm...Mavi gülümsüyordu. Bu gerçekten çok
güzeldi. Pencereden yeniden baktım. İstanbul henüz açılmamıştı. Patron hayli gecikmişti. Sonra Mavi hanımın sesini duydum. Masama oturmak istiyormuş. Ve karşıma oturdu.

- Dükkanın açılmasını mı bekliyorsunuz?
- Evet. Ya siz?
- Ben de. Ama geç kaldı. Hiç böyle yapmazdı.
- Gerçekten de öyle. Kaç asırdır buradayım ilk defa böyle yapıyor.
- Hayli uzun bir yoldan gelmeme rağmen erken geldim. Ama patron yok hâlâ.
- Nerden geliyorsunuz?
- Masmavi bir gözden...Ya siz?
- Şu an bu öyküyü okuyan bir bayanın yüreğinden.
- Yolunuz gerçekten uzakmış.
- Evet çok uzak...

Derken garson geldi.

- Kahvenizi nasıl alırsınız beyefendi?
- Bol aşklı olsun lütfen.
- Kahveniz mi?
- Hayır mavi'm...
- Ama kahve mavi olmaz ki...
- O zaman aşk mavi olsun..

Garson sözcüklerime basmadan masadan ayrıldı. Kimbilir aklından
neler geçiyordu. Mavi hanımın sesi kıyılarıma vurdu birden:

- Anlaşılan bugün açılmayacak İstanbul
- Sanırım evet.
- İsterseniz bugün İstanbul gürültülü ve mavisiz olsun...
- Ben olmayınca İstanbul gürültülü mü olur sanıyorsunuz?
- Olmaz mı?
- Geldiğim yüreğin aşkından ben sessizliğimi bile duymuyorum. Aslında ben sessizlik değilim. O yüreğin sesindeki aşkım.
İstanbul ne zaman sussa...
Anlayın ki aşk dile geldi...
- Sustunuz?

--------------------------------------------------------------------------------

İçimdeki Yâr'e...
Hani bir insanı anlatmak istersiniz ya bütün özellikleriyle..
bütün güzel özelliklerini bir cümle de toplamak istersiniz..
adı konulsun istersiniz..
Ve “bir yürek insanı” dersiniz tüm içtenliğinizle..
Bu cümlenin onu tamamladığına inanırsınız önce
ancak bununda yetersiz olduğunu görürsünüz sonra…
sana ne demeli bilmiyorum ki; bir cümle yetseydi anlatmaya seni
söylerdim biterdi...
Kalemimin mürekkebi yetmeyecek biliyorum
seni yazmaya kanımla devam ediyorum…
Mücadeleciliğin ve azminle araladın gönül kapılarımı ilkin…
teslimdi artık sana yürek tüm askerleriyle…
öl deseydin ölecektim belki de ama sen yaşamamı istersin hep biliyorum…
Konuştuğunda çok şey anlattın sükûtun derindi bir o kadar anlamlı…
Şefkatin anne şefkatine denk!..
Kaç kez intihara kalkıştı da bu ruh
ipten indiren kim diye baktığında hep ellerini gördü..
Ellerin ki bir karıncayı ekşitmeye çekinir…
Ey kronik yalnızlığıma çare olan mürebbim!
Münzevi yanlarım ağır bastı bu gece şefkatine hasretim!
. . .
Kuşatılmışız hayat tarafından çepecevre… sağımız ecel solumuz ölüm…
İçimizde hedefine varamamış ok gibi henüz gerçekleşmemiş yığın yığın hayaller…
Yedi tepeli şehirde saklı acı’larımız/umut’larımız…
İnanıyorsun inanıyorum
“Acılar umudu bulduracak bize” Dostum!
Yenile yenile öğrendik yenilenmeyi…
Her gün yepyeni bir umutla uyanıp
her sabah yeniden öpeceğiz hayatın alnından en güzel şekilde…
Ve merhaba diyeceğiz acı’lara…
Değil mi ki onsuz yaşanmaz..
Değil mi ki sensiz hayat çekilmez…
Son güne kaç gün var ki daha?
Güneş hâlâ aynı yerden doğuyor…
Dili tutulacak kalplerin o gün de..
Son gün gelmeden ve tutulmadan kalbimin dili
Söylemek istiyorum içimdekilerini
Tüm kalbimle ve kederimle ve dahi hüznümle
<< SeNi Seviyorum! >>
. . .
Yarama merhem sen…
Başına dert ben…


*****************************************************

İşte çıkıyorlar ortaya, mavi köşe vuslat, kırmızı köşe ayrılık Başı sonu belli bir oyun bu; mavi kırmızıya hükmen mağlup ve hükmü veren maşuk… Ahmak yüreğim, anla artık, anla!...Yaradan’dan başka yar yok sana!...Nazar eyle ahvalime, yüz çevirme bana…Sana sesleniyorum… Ey içime düşen düşüm!...Bir düşün peşine düşerken, düş-üme düş-müşüm. Getir düşümü,getir ki kurtulsun bu düş(üş)ten ömrüm…


**********************************************************




olur ya
uçup gidersem
ulaşamadan sana
kaybedersem yolumu ya da
gökyüzüne bak arada
bir bulut göreceksin
hüzün yüklü ve yalnız
iki damla gözyaşını getirmiş
zor bela
iyice bak şaşacaksın


masmavi**************************************

Mavi mavi sevdim seni...


Bir tek şeyi unutma "seni sevdim ben"
kalbim şimdi bir sokak çocuğu
kelebekleri göç etti gönlümün
ıssızlaştı hayat sanki
sanki sabahı eksik şiirlerimin
sanki gecesi hep kanayan bir yara
ve sanki artık hep kanayacak
ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
çare yok ağlayacak...



Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
kapıları kendime ben açamadım
ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
ter içinde takvimler
istasyon öksüzlüğünde gözyaşım
düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım
sarmaşık aşkın sarısında kaldım sarılamadım
savunamadım seni kimselere
anlatamadım seni kimselere
kimsesiz kaldım en çok da sensiz...



Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
sana uyumak
sana uyanmaktı hayat
sıratını geçtim yaşarkenkorkmadan
korkumu geçtim cesarete ihanetle
berduş biryalan masumiyeti öptüm bile bile
tek sen gitme diye
sonbahar oldumyaprak yaprak
ağaç oldum köklerimi unutarak
tesellisiz bir geceye fırlatıldım
kalbimi dar bi kafese kapatarak
içimde bir kanarya
hiç susmadan ağlayacak



Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
beyazında aklandım bulutunun
mavi mavi sevdim seni
içim kan ağlayarak



Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
anlattıkça üşüyoranlattıkça ısınıyor yüreğim
bu gün sardunyalarım da açmadı
belkide küskün renklere
ellerimde ibadet gibi yaşadıklarım
ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
sensiz soluyorum anlayacağın
mavi mavi ölüyorum
duyuyor musun
orda mısın
var mısın
yok musun?
Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
yanarak
yıkılarak
aklıma her geldiğinde AĞLAYARAK...

***************************************************************************


Mavidir

Mavidir; hayallerimiz , özlemlerimiz ,rüyalarımız, ufuklarımızda hicranla tüllenen şafaklar hep mavidir…

Mavidir; hiç gidemediğimiz limanlar ve hiç gelemediğimiz meçhul diyarlar. Mavidir ötesi ve berisi içimiz ve dışımız hep mavi…

Mavidir; içimizde cıvıldaşan nesimi, ruzigarlarla içimize dolan bir lisanı hafi… Mavidir yitiğimiz,mavidir beklediğimiz.Mavidir özlediğimiz.

Mavidir; yüreğimizin rengi en derinlerin ve hep enginlerin rengi…Bir türlü bitmeyen ve kelimelerle yetmeyen ne varsa anlatmaya mukabil bir türlü denk gelmeyen…

Mavidir; kalbimizin derinliğinde içimizi sızlatan,tınlatan nağmeler…

Mavidir; tutku dolu bakışlar, sermesti bezmine alemin uzanan ve hicranları yüklenen ilahi esinti…

Mavi ;bağrına değen insanın ve dokunduğu su kadar berrak ve varlığın kalbine yaklaştığı bir şeydir mavi…

Mavidir; kalbimize dolan üns esintileri ve ardından yasemenliğe dönen iklimi paki…Mavi ruhun rengi…

Mavidir; içimizin kıpırtıları ve tenhalarda saldığımız sedaların çağıltısı...

Mavidir huzurun rengi; bir tatlı huzur Kalamış kadar uzak değildir mavi kadar yakındır…

Mavdir; her sabah alnımızı öpen şafağa karışıp akşamın mavisine kadar boyandığımız eşsiz gün bestesinin adıdır…

Mavi umuttur, mavi hayattır. Mavi candır ,canandır lisanı hafi gibi ruha dolandır.Elbet her şey mavidir…

Herşey bir mavi kadar uzaktır insana, bir mavi kadar yakın...
alıntI
mavi candır...



****************************************************************************
bilmez kimse nasıl yoruldu bu can

deli gözlerim duruldu çoktan
kalp yerinde bir sızı
sormaz kimse neden mavi yüreğim..yaralı
sol yanından kansızdı
aşk bir hayat hırsızı
yinede sen sakın vazgeçme benden
bekle değişirim..
yüreğini yüreğime ekle
senle iyileşirim..duymaz kimse nasıl boğuldu sesim
yapayalnızım..
en uzaktan ağlayan hüzünlü yıldızım
sormaz kimse neden mavi yüreğim..yaralı
sol yanından kansızdı
aşk bi hayat hırsızıyinede sen sakın vazgeçme benden
belki değişirim..
yüreğini yüreğime ekle
senle iyileşirim..

0 yorum:

*******

Followers

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

************
blogger counter

View My Stats *************************************

widget
**************

****************************free counters